İşveren gibi işçi de akdin feshinde bildirim sürelerine uymak zorundadır. Yani ihbar sürelerine uyulma zorunluluğu karşılıklıdır. İhbar tazminatının karşılıklı olmasının nedeni, işçi ya da işverenin iş akdini sona erdirmeden evvel karşı tarafa bildirmelerini feshe hazırlık yapmalarını sağlamaktır. İhbar tazminatı bu manada; çalışan bakımından işten aniden çıkarılmaktan kaynaklanan (yeni iş araması bu arada mali durumunu feshe hazırlaması), işveren bakımından ise işçinin işi hemen bırakmasından (yeni personel bulması, işyerindeki düzeni organize etmesi gerekliliği) kaynaklanan mahsurların giderilmesini amacı taşır.
İhbarlı/bildirimli fesih yapılabilmesi için, iş sözleşmesi belirsiz süreli olmalıdır. Tam veya kısmi zamanlı olması durumu değiştirmez. belirli süreli sözleşmenin bitiminde sözleşmenin sona ereceğini ihbar etme zorunluluğu olmaksızın ve bir ihbar tazminatı doğmaksızın iş sözleşmesi sürenin sona ermesi nedeniyle kendiliğinden sona erer.
İşveren veya çalışan tarafından deneme süresi içinde fesih hakkının kullanılması halinde ihbar tazminatı ödenmeyeceği gibi 4857 Sayılı Yasanın 24. maddesine göre çalışan tarafından iş akdinin haklı nedenlerle feshi halinde ve aynı şekilde işverenin 25. Maddeye göre iş akdini feshi halinde işçiye herhangi bir ihbar tazminatı ödenmez. Ayrıca 1475 sayılı kanuna göre çalışan tarafından kullanılan evlilik, askerlik, emeklilik nedenleriyle iş akdinin feshi hallerinde de ihbar tazminatı doğmaz; zira bu hallderde karşı tarafa ihbar süresi verme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
İhbar tazminatı da aynen kıdem tazminatı gibi son brüt maaşı üzerinden ve giydirilmiş ücret esas alınarak ödenir.
1475 Sayılı İş Kanunun 14. maddesine göre, bir işverenin farklı işyerlerinde yapılan çalışmalar kıdem süresinin hesabında birlikte dikkate alındığı gibi ihbar süresinin hesabında da birlikte dikkate alınır.
Aynı işyerinde ve fakat farklı işverenler yanında geçen süreler de ihbar süresinin hesabında birlikte dikkate alınır. Çalışanın bu şekilde birlikte dikkate alınarak hesaplanan ihbar tazminatının tümünü son işverenden talep etme hakkına sahiptir.
Bunun gibi birlikte işverenlik (çalışanın aynı anda aynı işi yaparken birden çok işveren yanında çalışması), aynı işyerinde grup şirketlerinin yanında farklı zamanlarda farklı iş sözleşmeleri ile çalışması, muvazaalı yani görünürde işveren değişiklikleri hallerinde de ihbar süresi hesabında görünürdeki tüm ayrı işverenler yanında geçmiş görünen tüm süreler birleştirilerek ihbar süresi hesaplanır. Bu durumda da son işveren veya birlikte işverenlik halinde son işverenler ihbar tazminatının tümünden sorumludur. Kanuna aykırı olarak veya muvazaalı bir şekilde kurulan alt işverenlik sözleşmesinde de alt işverenin işçilerinin tüm kıdem süresine isabet eden ihbar tazminatından asıl işveren alt işveren ile birlikte doğrudan ve müteselsilen sorumludur.
İhbar Tazminatı Hesaplanırken Ücrete Dahil Edilen Ödemeler Nelerdir?
Çalışanın çıplak ücreti (temel ücreti) dışındaki süreklilik arz eden tüm hakları; yol ve yemek ödemeleri, istisnai ödeme olmamak kaydıyla yapılan ikramiye ödemesi, primler, kar payı/jestiyon ödemeleri, yakacak yardımı, bayram ödemesi veya erzak tutarı, çocuk yardımı gibi işyerindeki teamüllere göre veya iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde belirtilmiş olan bir anlamda da sürekli denilebilecek bir teşvik amacı gütmeyen veya arizi sosyal yardım niteliğinde de olmayan ödemeler tespit edilir ve maaşına eklenir. Bu ödemelerin tutarları değişkenlik göstermekte ise son bir yıldaki ortalamalarını dikkate almak gerekecektir. Eğer son bir yılda düzensizlik veya tek taraflı ve dolayısıyla geçersiz bir şekilde işveren tarafından ortadan kaldırılmış ise bu takdirde geriye doğru gidilerek yıllık ortalamanın 12 aya bölünmesinden elde edilen tutarın bir aylık maaşa eklenmesi suretiyle elde edilecek tutar olacaktır.
İş Sözleşmesi veya Toplu İş Sözleşmesi ile çalışanın 12 aylık maaşına ek maaş alacağı kararlaştırılmış ise (bir ay tek bir ay çift maaş veya bir yılda toplam 15 maaş alacağı gibi) yukarıda hesaplanan tutara eklenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, ek maaşların toplamının 12’ye bölünmesi ile aylık tutarı bulmak ve bu miktarı brüt ücrete eklemek gerekir.
Fazla mesai ücreti kural olarak tazminata esas ücrete dahil değildir. Ancak, işveren tarafından daha az kıdem tazminatı ödenmesi amacıyla asıl ücretin bir kısmı fazla çalışma ücreti adı altında bordrolaştırılmışsa görünüşteki fazla çalışma ücreti asıl ücretin bir bölümünü teşkil ettiğinden bu durumda fazla çalışma ücreti olarak gösterilen tutarın da dikkate alınması gerekir.
Keza, süreklilik arz eden, örneğin haftalık 45 saat çalışma süresi hafta içinde dolmasına rağmen, eğer Cumartesi günleri de istisnasız bir şekilde çalışma günü ise ve bu gün için ücret hesaplanıp ödenmekte ise bugüne isabet eden ücretin giydirilmiş ücrete dahil edilmesi gerektiği ileri sürülebilecektir. Bu tür çalışmalar kanuna aykırı olmakla ve fazla mesai de süreklilik değil arizilik prensibi kabul edilmekle birlikte bu konuda bir tartışma ve sürpriz bir yargı kararı ile karşılaşılabilir.
İhbara Esas Ücretin Kapsamında Hangi Ödemeler Vardır?
İhbar tazminatının hesabına esas ücretin kapsamında aynen kıdem gibi çıplak ücret yanında pek çok ücret eki de dikkate alınır.
Çalışanın çıplak ücreti (temel ücreti) dışındaki süreklilik arz eden tüm hakları; yol ve yemek ödemeleri, istisnai ödeme olmamak kaydıyla yapılan ikramiye ödemesi, primler, kar payı/jestiyon ödemeleri, yakacak yardımı, bayram ödemesi veya erzak tutarı, çocuk yardımı gibi işyerindeki teamüllere göre veya iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde belirtilmiş olan bir anlamda da sürekli denilebilecek bir teşvik amacı gütmeyen veya arizi sosyal yardım niteliğinde de olmayan ödemeler tespit edilir ve maaşına eklenir. Bu ödemelerin tutarları değişkenlik göstermekte ise son bir yıldaki ortalamalarını dikkate almak gerekecektir. Eğer son bir yılda düzensizlik veya tek taraflı ve dolayısıyla geçersiz bir şekilde işveren tarafından ortadan kaldırılmış ise bu takdirde geriye doğru gidilerek yıllık ortalamanın 12 aya bölünmesinden elde edilen tutarın bir aylık maaşa eklenmesi suretiyle elde edilecek tutar olacaktır.
İş Sözleşmesi veya Toplu İş Sözleşmesi ile çalışanın 12 aylık maaşına ek maaş alacağı kararlaştırılmış ise (bir ay tek bir ay çift maaş veya bir yılda toplam 15 maaş alacağı gibi) yukarıda hesaplanan tutara eklenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, ek maaşların toplamının 12’ye bölünmesi ile aylık tutarı bulmak ve bu miktarı brüt ücrete eklemek gerekir.
Fazla mesai ücreti kural olarak tazminata esas ücrete dahil değildir. Ancak, işveren tarafından daha az kıdem tazminatı ödenmesi amacıyla asıl ücretin bir kısmı fazla çalışma ücreti adı altında bordrolaştırılmışsa görünüşteki fazla çalışma ücreti asıl ücretin bir bölümünü teşkil ettiğinden bu durumda fazla çalışma ücreti olarak gösterilen tutarın da dikkate alınması gerekir.
Keza, süreklilik arz eden, örneğin haftalık 45 saat çalışma süresi hafta içinde dolmasına rağmen, eğer Cumartesi günleri de istisnasız bir şekilde çalışma günü ise ve bu gün için ücret hesaplanıp ödenmekte ise bugüne isabet eden ücretin giydirilmiş ücrete dahil edilmesi gerektiği ileri sürülebilecektir. Bu tür çalışmalar kanuna aykırı olmakla ve fazla mesai de süreklilik değil arizilik prensibi kabul edilmekle birlikte bu konuda bir tartışma ve sürpriz bir yargı kararı ile karşılaşılabilir.
Bu ödemeler hususiyetle;
Çıplak Ücret
Yemek yardımı
Kasa Tazminatı
Gıda yardımı
Yakacak Yardımı
Eğitim Yardımı
Konut Yardımı
Giyecek Yardımı
Erzak Yardımı
Sosyal Yardım Niteliğindeki Ayakkabı ya da Bedeli
Unvan Tazminatı
Aile Yardımı
Çocuk Yardımı
Temettü
Taşıt Yardımı
Sağlık Yardımı
Devamlı Ödenen Primler gibi adlı ödemelerdir.